3 Kasım 2015 Salı

Roma (1. Bölüm)

roma gezi notları

Romus ve Romulus ikiz kardeşler tarafından M.Ö. 8. yy'de Tiber Nehri'ne bakan yamaçlara kurulmuş olan Roma, dünyanın en büyük imparatorluğuna ev sahipliği yapmış. Dünya üzerinde edebiyat, hukuk ve mimarlık gibi birçok alanı etkilemiş. Ayrıca bu tarihi şehir, halen dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan'ı da bünyesinde barındırıyor.

Roma'ya ikinci gelişim olmasına rağmen, sanki ilk kez geliyormuşçasına içimi bir heyecan kaplıyor. İlk geldiğimde de olduğu gibi yine burada yalnızca iki günüm var. Roma gibi her köşesi tarih kokan bir şehir için bırakın iki günü, bence bir hafta bile yetersiz!

Malum yurt dışında vakit çok kıymetli. Bu nedenle Roma gibi bir şehirde sizin için önemli bir ayrıntıyı atlamak istemiyorsanız gitmeden önce mutlaka bir program yapın. Ayrıca ilk gördüğünüz yerden şehir haritası edinin. Böylece kullanacağınız metro hatları ve gitmek istediğiniz yerler elinizin altında olur. Ben gezerken harita kadar kullanışlı bir telefon uygulaması olan CityMaps2go’yu kullanıyorum. Bu uygulama internet bağlantısı istemediği gibi mevcut konumumu, gitmek istediğim yerleri ve durakları da gösterdiği için bence çok kullanışlı. Ben gezdiğim tüm şehirlerde bu uygulamayı kullanıyorum. Şiddetle tavsiye :)

Roma’da edinmek isteyebileceğiniz bir diğer şey ise RomaPass kartı. 27 Euro olan bu kart, ücretsiz olarak üç gün boyunca toplu taşımaları kullanmanıza ve tercih edeceğiniz ilk iki müzeye ücretsiz ve en önemlisi sıra beklemeden girmenizi sağlıyor. Ancak bu elbette tercih meselesi. Eğer benim gibi bir şehrin sokaklarında yürümekten zevk alıyorsanız, bu kartı almanıza gerek yok.

Otobüsün bizi indirdiği yerden yürümeye başlıyoruz. İlk durağımız olan Piazza del Campidoglio’yu Michelangelo tasarlamış. Bu meydana Cordonata adı verilen merdivenlerle çıkılıyor. Merdivenleri çıktığımızda dev Kastor ve Polluks heykelleri bizi karşılıyor.

roma gezi notları
Cordonata Merdivenleri
Meydanı, Palazzo Senatorio -yani belediye başkanının ofisi- ile Palazzo dei Conservatori ve Palazzo Nuovo müzeleri tanımlıyor. Meydanın geometrik zemin süslemesi ve binaların ön cephesindeki eserler Michelangelo’ya ait. Ayrıca orijinali Capitolini Müzesi’nde sergilenen İmparator Marcus Aurelius’un replika heykeli de meydanın ortasında yer alıyor.

roma gezi notları
Piazza del Campidoglio
Meydanın sağ tarafındaki dar yoldan ilerliyoruz. Burada harika bir Roma Forumu manzarası var. Bence bu meydana kadar gelip bu ayrıntıyı atlamamak lazım.

roma gezi notları
Forumun meydandan görünümü
Piazza del Campidoglio’dan sonra Piazza Venezia’da yer alan Vittorio Emanuele II Abidesi’ne gidiyoruz. Bu anıt, Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı olan II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için yapılmış. Neoklasik mimari özellikleri gördüğümüz bu anıtta yer alan iki çeşme, Adriyatik kıyısındaki Lion of San Marco ve Tiren Denizi kıyılarını temsil ediyor. Yapının içine girip, seyir terasına çıkıyoruz ve hoş bir Roma manzarasının tadını çıkarıyoruz.

roma gezi notları
Piazza Venezia ve Vittorio Emanuele II Abidesi

roma gezi notları
Vittorio Emanuele II Abidesi’nden detaylar
Bu meydanda gözümüze çarpan bir diğer detay da, İmparator Traianus’un M.S. 107 yılında Romanya fethini kutlamak amacıyla yaptırdığı Traianus Sütunu (Colonna Traiana) oluyor. 30 metre yüksekliğindeki sütunun üzerinde Romalıların savaş sahneleri yer alıyor.

roma gezi notları
Traianus Sütunu
Meydandan ayrılarak Aşk Çeşmesine doğru ara sokaklardan dolaşarak ilerliyoruz. Bir binanın iç avlusu dikkatimizi çekiyor. İçeriyi dolaşmaya başlıyoruz.

roma gezi notları

roma gezi notları

Bu güzel binayı da gezdikten sonra sıra geliyor Trevi Çeşmesi’ne. Türklerin taktığı ismiyle Aşk Çeşmesi… Büyük umutlarla gittiğimiz çeşmenin restorasyonda olduğunu görüyoruz. Açıkçası biraz canımız sıkılıyor bu duruma. Çünkü Roma denildiğinde aklıma ilk gelen yerden biri, Aşk Çeşmesi. Barok tarzda yapılmış olan bu çeşmeye dilek tutup bozuk para atmak çok popüler. Efsaneye göre bu çeşmeye para atarken tutulan dilekler gerçekleşiyor ve o kişi Roma’ya tekrar geliyor. Benim de 2009 yılında geldiğimde tuttuğum dileğim gerçekleşti ve altı sene sonra tekrar geldim. Bir dilek daha fena olmazdı! :)

roma gezi notları
Trevi Çeşmesi 
Roma sokaklarında yürümeye devam ediyoruz. Sanatçıların, yazarların ve bestecilerin uğrak yeri olan İspanyol Merdivenleri’ne gidiyoruz. Bu merdivenler, 1720 yılında Piazza di Spagna ile Trinita dei Monti Kilisesi’ni birleştirmek amacıyla yapılmış. Kilisede de restorasyon çalışması olduğundan gezemiyoruz. Kilisenin önündeki sokak ressamlarının eserlerini inceliyoruz. Hepsi birbirinden güzel bu resimlerden seçmek zor oluyor. Raffaele D'introno’nun resimlerinden ikişer tane alıyoruz. Böylece bu güzel kent her daim evimizin duvarlarında olacak.

roma gezi notları
Raffaele D'introno

roma gezi notları
Raffaele D'introno’nun eserlerinden birkaçı
roma gezi notları
İspanyol Merdivenleri
Merdivenlerde aşağıya indiğimizde meydanın ortasında deniz botu şeklinde Barcaccia Çeşmesi’ni görüyoruz. Çeşme, Barok tarzda 1627 yılında inşa edilmiş.

roma gezi notları
Piazza di Spagna ve Barcaccia Çeşmesi

roma gezi notları
Barcaccia Çeşmesi
Meydana çıkan Condotti Caddesi, Roma'nın ünlü alışveriş yerlerinden biri. Vitrinlere bakarak ilerlerken 1760 yılından beri hizmet veren Caffe Greco’yu görüyoruz. Burada bir kahve molası veriyoruz. Dekorasyonu ve çalışanlarıyla çok hoş bir atmosfere sahip bu kafeye mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. Ayrıca şunu da belirtmek isterim, içeride oturarak yeme-içme ve bar kısmında ayakta yeme-içme arasında fiyat farkı var. Biz 255 yıllık bu mekânı hissetmek istediğimiz için oturmayı tercih ediyoruz.

roma gezi notları
Caffe Greco

roma gezi notları
Soğuk kahve ve Torta Con Frutta Fresca Mista
Kahvemizi içip tatlımızı da yiyerek enerjimizi topluyoruz ve artık Pantheon’u gezmek için hazırız. Bütün tanrıların tapınağı olarak bilinen Pantheon, Roma'nın en iyi korunmuş antik yapılarından biri. Agrippa tarafından M.Ö. 27 ve 25 yıllarında dikdörtgen şeklinde ilk tapınak yaptırılmış. Bizim gezdiğimiz yapı ise imparator Hadrianus tarafından M.S. 118 yılında tasarlanmış ve yaptırılmış. Pantheon’un mimarisi çok etkileyici. Devasa büyüklükteki kubbesinde Romalılara özgü bir beton kullanılmış. Ayrıca kubbeye ışık girmesini sağlayan tek nokta, Oculus isminde 8 metre genişliğindeki delik. Efsaneye göre, Romalıların gökyüzünde oturan tanrılarıyla bu delik sayesinde iletişimleri daha rahat oluyormuş. Ayrıca yapının içinde birçok ünlü kral, ressam ve mimarın mezarları bulunuyor.

roma gezi notları
Pantheon

roma gezi notları
Pantheon’dan detaylar
Pantheon’a çok yakın bir konumda olan Piazza Navona’ya (Navona Meydanı) yürüyoruz. Yürüdüğümüz bölge yaklaşık 2000 yıllık bir tarihe sahip. Eski bir stadyumun üzerine kurulduğu için oval bir şekle sahip olan bu meydan, Roma’nın en güzel Barok meydanlarından biri. Meydanda Fontana del Moro (Moro Çeşmesi), Fontana del Nettuno (Neptün Çeşmesi) ve Fontana dei Quattro Fiumi (Dört Nehir Çeşmesi) olmak üzere üç tane çeşme var. Fontana dei Quattro Fiumi; Nil, Tuna, Ganj ve Rio de la Plata nehirlerini temsil ediyor.

roma gezi notları
Meydanda çeşmelerin arkasında Sant' Agnese kilisesi yer alıyor.

roma gezi notları
Fontana dei Quattro Fiumi (Dört Nehir Çeşmesi) – Başı örtülü ve önünde palmiye bulunan çeşme Nil nehrini temsil ediyor.

roma gezi notları
Fontana del Moro (Moro Çeşmesi)
Meydandan yavaş yavaş ayrılırken artık günün de sonuna geliyoruz. Otelimize dönüp iyice dinlenmemiz lazım, ne de olsa önümüzde koca bir gün daha var!

3 yorum:

  1. Çok güzel gitmiş kadar oldum :))

    YanıtlaSil
  2. roma'ya gitmiş kadar oldum. Kaleminize sağlık. Blog keşif etkinliğinden geliyorum bloğuma da bekelrim :)

    YanıtlaSil