Kapadokya gezimizin ilk durağı olan Hacı Bektaşi Veli Külliyesi’ne gidiyoruz. 13. yy’de yaşamış bir Türk-İslam mutasavvıfı olan Hacı Bektaşi Veli’nin hayatı hakkında ayrıntılı bilgi bulunmuyor. Miladi 1209 yılında Nişabur’da doğduğu ve miladi 1271 yılında Sulucakarahöyük’te öldüğü düşünülüyor. Ancak bu bilgilerde de kesinlik yok. Hacı Bektaşi Veli, Hoca Ahmet Yesevi ocağında yetiştikten sonra İran, Irak, Arabistan ve Suriye üzerinden Anadolu’ya geliyor. Anadolu’da birçok şehri dolaştıktan sonra Sulucakarahöyük’e yerleşiyor ve hoşgörü, insan sevgisi ve toplumsal eşitliği temel alan felsefesini yayıyor.
Ayrıca yeni ordu kurulurken, bir grup asker Hacı Bektaşi Veli tarafından kılıç kuşandırılıyor ve sancak teslim ediliyor. Bu askerlere de “Yeni Çeri” ismi veriliyor. Bu olaydan sonrada Yeniçeri askerleri Hacı Bektaşi Veli’yi “Pir” olarak tanıyor ve Bektaşi tarikatını benimsiyorlar.
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bulunan külliye, Nevşehir’e yaklaşık 60 km uzaklıkta bulunuyor. İlçe merkezinde yer alan külliye ve müzenin yanı sıra Atatürk Evi ve Arkeoloji Müzesi’ni de geziyoruz.
Hacı Bektaşi Veli Türbesi |
Müze, plan bakımından birbirine geçmeli ve hafif bir meyil verilerek oluşturulan üç ana avludan oluşuyor. |
Meydan Evi odasının tavanı dokuz kat gök kubbeyi temsilen ahşap bindirme kirişlerle örülmüş. |
Müzeden detaylar |
Üçüncü avluda Balım Sultan Türbesi ve türbe önünde Hacı Bektaş Veli zamanından kaldığı düşünülen yaklaşık 700 yıllık karadut ağacı bulunuyor. Rivayete göre, Ahmet Yesevi Türkistan’dan yanmış bir kök fırlatıyor ve bu kök, düştüğü yerde yeşerip büyümeye başlıyor. Hacı Bektaşi Veli de bu yeşeren ağacı buluyor ve dergâhını oraya kuruyor. İşte rivayette bahsedilen bu ağacın Balım Sultan Türbesi’nin önündeki dut ağacı olduğuna inanılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder