Nice’deki ikinci günümüzü Eze Köyü (Eze Village) ve Monaco’ya ayırıyoruz. Bu arada Eze Köyü Fransızca “Ez Vilaj” diye okunuyor. Eze dediğinizde anlamadıklarından dolayı sıkıntı yaşamamanız için bilmenizde fayda var. Nice’den Eze Köyü’ne iki türlü ulaşım var. İlk seçenek, 3 Euro’ya aldığınız tren bileti ile gidebilirsiniz. Ancak tren ile gitmenin sıkıntısı, Eze tepeye kurulmuş bir köy olduğundan ve tren buraya kadar çıkamadığından plaj kısmında indiriyor. Plajdan köy merkezine yaklaşık 45 dakika tırmanmanız gerekiyor. Tren dışında, bizim de Eze Köyü’ne giderken tercih ettiğimiz Garibaldi Meydanı’ndan kalkan ve otobüsün içinden 1,5 Euro’ya bilet alabileceğiniz 82 no’lu otobüsler var. Ancak otobüs saatlerine bakmadan gittiğimiz için durakta beklemek zorunda kalıyoruz. Bizim gibi beklememek için otobüs saatlerine buradan bakabilirsiniz.
Eze Köyü konum olarak Nice ve Monaco’nun ortasında yer alıyor. M.Ö. 2000 yılında Romalılar tarafından kurulmuş olan köy, konumu nedeniyle “kartal yuvası” olarak da biliniyor. Çünkü denizden yaklaşık 500 metre yüksekte yer alıyor.
Durakta inip tepeye doğru tırmanmaya başlıyoruz. Bu arada, harita almak isteyenler için sağ tarafta turist ofisi var. Ama bence elinde haritayla gezmektense bu köyün sokaklarında kaybolmak lazım.
Kale kapısından geçtikten sonra zamanda geriye gitmiş gibi hissediyorum. Belki de yağmurlu bir Kasım gününde gitmiş olmanın da etkisi var. |
Arnavut taşlı daracık sokaklarda sağlı sollu hediyelik eşya satan dükkanlar, butik oteller ve birbirinden ilgi çekici sanat galerileri var. Biz sezon dışında gittiğimiz için çoğu yer kapalı. Bu da bize gönlümüze göre gezme fırsatı veriyor :)
Zirveye doğru tırmanmaya devam ediyoruz ve köyün en yüksek yerinde bulunan 1949 yılında ziraat mühendisi Jean Gastaud tarafından tasarlanmış Le Jardin exotique d'Eze egzotik botanik parkına ulaşıyoruz. Giriş ücreti 6 Euro olan park kesinlikle görülmeye değer. Eze limanını, Akdeniz’i ve köyü tepeden seyretmeye doyamıyoruz.
Le Jardin exotique d'Eze |
Le Jardin exotique d'Eze |
Le Jardin exotique d'Eze’den köyün görünümü |
Le Jardin exotique d'Eze’den Akdeniz ve sahil |
Le Jardin exotique d'Eze |
Park, Heykeltraş Jean-Philippe Richard tarafından yapılmış “Yeryüzünün Tanrıçaları” konulu kadın heykelleri ile süslü.
Günümüz kadını için ideal ve ulaşılması gereken bir figür olarak anlatılan Tanrıça Isis heykelinin altında şu dizeler yazılı: “Beni tanıdın… Ben aynıyım ve yine de farklı…” |
Kale kalıntılarında isimleri Anais, Rose ve Melisande olan üç kadın heykeli bizi karşılıyor. |
Parkın hemen altında içinde Tanrıça Isis heykeli bulunan Notre-Dame-de L’assomption Kilisesi var.
Notre-Dame-de L’assomption Kilisesi |
Köyden yavaş yavaş ayrılıp otobüs durağına doğru yürürken köy girişinde Fragonard ve Galimard parfüm mağazalarını görüyoruz. Biz yaklaşık 270 senelik Fragonard’ı gezmeyi tercih ediyoruz. Bölgeye özgü krem, sabun, parfüm ve aromatik yağlarla dolu nefis kokan bu yerde kendimizi kaybediyoruz. Köyden ayrılmadan da hem kendimize hem de ailemize bu güzel kokulardan almayı ihmal etmiyoruz.
Eze Köyü, fazla koşturmadan, her şeyin tadına vararak gezilmesi gereken bir yer. Nice’e kadar gelip de uğramadan kesinlikle dönülmemeli bence.
Günümüzün ikinci yarısında ise sırada çok merak ettiğimiz Monaco var. Monaco yazısında görüşürüz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder